tr

MAAŞLAR ÖDENEMEDi Ferdi S. Soyer ...

MAAŞLAR EKSİK ÖDENDİ. SU SU..SUSUN

Maaşlar eksik ödendi. Evet gerisi de ödenecek. Geçmişte de maaş ödenmesi ile ilgili geçikmeler oldu. Üstelik bu ülkede uzun bir zamandır maaş ödenmesi meselesi siyasi ve ekonomik başarının göstergesi oldu.
Bu konuyu özden tartışmak gerekir.
Ancak günümüzde bu tartışmalar farklı bir boyut aldı. Türkiye ile imzalanması gereken protokol konusu meselenin özü kılınmaya çalışılıyor.
Bence, bugün işin bu noktaya gelmesinin esası, SU meselesinde yaşanan süreçtir. Şimdi konu ile ilgili olarak SU konusunda arayışa girene, bir "tertip" çekme olayı yaşanmaktadır.
Ancak konunun esasına girmeden bugün Meclis Kürsüsünde yaşanan bir olayı da ele almak gerekir.
Maaşların eksik ödenmesi ile ilgili olarak konuya eleştiri yapan Sayın Çakıcı'nın eleştirilerinden de öteye, ifade ettiği bir husus, kafamdaki bu "tertip" çekme tavrını çok daha netleştirdi.
Çünkü Sayın Çakıcı, TC Yardım Heyeti çevrelerinden aldığını belirttiği bilgilerle, Protokolun imzalanmamasının nedeninin, KKTC tarafının işini iyi yapmaması olduğunu ifade etti.
Bunu da Maliye Bakanı Birikim Özgür'ün, özelleştirme işine yol açmak için halkı buna razı etme çabası oluduğu olgusuna bağlayıp sorguladı.
Yalnız CTP'ye dönük değil ama Birikim Özgür'de bel altından vurmaya kalktı.
Üstelik bu yoruma gitmesine yol açan gerçek olmayan bilgileri kendisine, TC Yardım Heyeti üyelerinin verdiğini de ifade etti.
Bir kere, yalnızca bu bilgi kaynağına dayanması, bence, Syn Çakıcı için oldukça düşündürücü olmalıdır...
"Kendi Kendimizi Yönetmeliyiz " tezini savunanların, kendilerine hangi maksatla verildiği bence açık olan bilgileri; ister muhalefette olsunlar, isterse olmasınlar, önce kendi hükümetinden ve bürokrasisinden alacağı bilgilerle mukayese ettikten sonra değerlendirmesi ve yorumlaması gerekir. Kanımca o temel ilkeyi savunanların temeli böyle olmalıdır...
İşte bu olay dahi, konunun SU konusuna bağlantılı "tertipleme" niyeti taşıdığını göstermektedir..
Maliye Bakanı Sayın Birikim Özgür'ün bu spekülatif bilgilerin böyle verilmesi ve değerlendirilmesine dönük Meclis Kürsüsünden yaptığı sitem, düşünen için çok anlamlıdır.
Konun açıklığa kavuşması ve sorunun SU Konusundan ötürü bir nevi burun sürtme olgusuna bağlamamı yalnızca buna dayandırmamam gerekir. Bunu başka verilere dayanarakta izah etmem gerekir.
Bunun için verilere dayanmam gerekir.

PROTOKOLLAR ve DESTEKLER.....
Yapılan protokollere bağlı olarak, her yıl, Türkiye'den aktarılan Destek ve kaynak, her iki ülkedeki Bütçe uygulamaları ve onun yasal süreçlerine bağlı olarak, serbest kalmadan evvel, KKTC Maliyesine Ocak ve Şubat ayında avans olarak aktarılır ve esas kaynaklar Şubat ayı sonu itibarı ile serbest kalır.
Şimdi bu bilgiye bağlı olarak, yıllar itibarı ile konuya bu olay nedeni ile yılın ilk üç ayı bağlamında bakalım.

2008. Ocak Şubat Mart. Toplam (milyon TL)
Kamu Maliyesi: ----- ---- 21.045.171 21.045.171
Savunma. : 7.248.627 8.397.913 12.024.816. 27.671.356

2009.
Kamu Maliyesi: 40.000.000 21.8822.709. 64.004.355. 125.827.064
Savunma. : 8.557.463. 10.059.515. 19.803.714. 38.420.692

2010
Kamu Maliyesi: 75.000.000. 70.000.000. 45.000.000. 190.000.000
Savunma. : 8.693.582 10.354.326. 13.883.384. 32.931.292

2011
Kamu Maliyesi : 130.257.000. 30.000.000. 27.015.080. 187.825.000
Savunma. : 9.784.814. 11.213.991. 21.015.080. 42.013.885

2012
Kamu Maliyesi: 100.000.000. 100.550.000. 25.275.000. 225.825.000
Savunma. : 10.934.029. 16.140.891. 20.900.083. 47.975.003

2013.
Kamu Maliyesi : 24.275.000. 25.000.000. 25.000.000. 74.275.00
Savunma. : 11.312.328 16.283.500. 17.724.989. 45.320.817

2014.
Kamu Maliyesi : 65.000.000. ------------ 60.000.000. 125.000.000
Savunma. : 12.485.004. 17.840.994. 15.418.497. 45.774.495

2015
Kamu Maliyesi : 40.000.000. 40.000.000. 20.000.000. 100.000.000
Savunma. : 12.485.004. 17.840.994. 15.418.497. 45.744.495

2016
Kamu Maliyesi: ------------- ------------- ---------- --------------
Savunma. : Toplam 43.000.000 TL Maaşlar için, 7 milyon TL de elektrik için
KKTC Maliyesi yerel kaynaklardan ödeme yaptı.

Evet, yıllar itibarı ile rakamlar böyle. Ama bu rakamların o dönem itibarı ile siyasi ortamla bağını uzun uzun yazmayacağım.
2008, yılında olan ile sonrasında 2009-2013 arasındaki dönemde oluşturulan siyasi ortamda fark kendini gösteriyor.
Bu arada 2014 başında Şubat ayı ile bağlantılı durumun da izahı var. O günlerde yaşanılan sıkıntı da akıllardadır.
Ama en ciddi durum, 2016 başında yaşanandır.
Ne Kamu Maliyesine dönük bir destek, ne de Savunmaya dönük bir destek geldi.
Özellikle Ocak ve Şubat ayları içinde bu desteğin önemi vardır.
Çünkü ülkemizdeki sisteme göre Maliye, 13. Maaşları ve yıl sonu olması nedeniyle pek çok ödemeyi yapıyor.
Bu yüzden çok sıkışır.
Dolayısı ile bu avans, yerel gelirlerin de oluşmasına kadar geçecek sürede, Maliye'nin ödemelerini gerçekleştirmesi için hayati öneme haizdir.
Bu yıl, 2016 başında KTC Maliye Bakanlığı , 13. Maaş ödemelerini biraz gecikmeli olarak ödedikten sonra, özellikle üretici ödemelerinde geçen yıldan gelen mükellefiyetleri de ödedi.
Buna Savunma için aktarılan desteğin de verilmemesi ve bunun mükelefiyetininde yerel kaynaklardan karşılanması nedeni ile çok için zorlandı.
Şimdi, bu yıl avans verilmemesi nedeni ile tüm ödemeleri ve Savunma için olan ödemeleri de Maliye yerel kaynaklardan yapması nedeni ile maaş ödemelerinde sıkıştı.
Kusura bakmasın kimse; ama Savunma gibi önemli bir konun da bu "tertip" işine alet edilmesini, çok üzüntü ile karşılamak lazımdır.
SU Konusunda meydana gelen gelişmelerden ötürü böylesi ayar vermeler ve bir nevi burun sürtme işleri çok yakışıksızdır.
Bu işlerin KKTC iç siyasi düzleminde yansıması kriz ve kaostur.
Ama SU konusundaki gelişmenin siyasi düzlemde çözüldüğünü düşünürsek, olayda bürokratik hesap sorma adımlarının var olduğunu da düşmemezlik edemeyiz.
Evet, bir hükümeti böyle adımlarla ve oyunlarla zora sokabilirsiniz.
Nitekim, Şimdi yaşadığımız gibi; bu olayın tetiklemesi ile CTP- UBP Hükümetini de iç krize sürükleyebilirsiniz.
Doğacak krizden başka hükümet modelleri üretemeye niyetli olabilirsiniz.
Bu gelişmelerden CTP ve UBP yara alabilir.
Bunun arkasında, ayrıca krizlerle ve yaralamalarla kısa vadede, başkalarına "yeni" yol açma hesapları yapabilirsiniz.
Ama orta ve uzun vadede kaybeden Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye olur.
1997'de ayni ayak oyunları ile DP- CTP Hükümeti yıkılmış, yerine 250.000.000 dolarlık destekle UBP- DP Hükümeti kurulmuştu.
Bu oyunla 1998'de UBP tek başına yakın bir çoğunlukla hükümet oldu.
Ama 1998-2003 arası dönemde en acı olayları yaşadık.
Bankalar battı..
Ekonomik Kriz aldı başını gitti.
Kıbrıs sorununda en acı ve bugün dahi olumsuz etkisini her alanda yaşadığımız tarihi bir yenilgi aldık.
Güney çözüm olmadan AB üyesi oldu.
Evet, bu zor zamanda Türkiye'nin bölgede çok ciddi sorunlarla yüz yüze olduğu açıktır.
İçte de tümümüzü Kahreden çok üzücü olayların yaşadığı da bir gerçektir .
Dışta, ABD, Rusya, AB ile pek çok sorunla yüz yüze kalındığı da bir gerçektir.
Ancak, Kıbrıs sorunu gibi önemli bir sorunun çözüm yolunda görüşmelerinin yaşandığı ve tüm dünyanın dikkatini çevirdiği bir dönemde olduğumuz da açıktır.
Türkiye'nin AB ilişkileri ile artık çok açık ilişkilendirilen bu sorunun çözüm çabasında, Kıbrıs Türk Toplumunun içinde, zafiyetlerimizi dayanarak, ekonomik sıkıntı tetikleyerek, siyasi krizlere yol açmak çok büyük hatadır.
Bu aşamada, SU konusunda hoşa gitmeyen Hükümeti; maaş ödenmesi konusunda açmaza alacak uygulamalarla; siyasi krizlerin doğmasına yol açmak, akıl karı değildir.
Kısacası, konunun çok açık bir şekilde SU konusu ile bağlantılı olduğu nettir.
Burada yaşanan Ne idi?
Bu topraklarda yaşayan insanların, kendilerine dair işlerde, fikir ve düşüncelerinin iradelerin olması ve buna saygı duyulması meselesi idi olan biten.
Sonuçta bu konu bir noktaya bağlandı..
Şu unutulmamalıdır.
"Evet Efendimci " tavırların, ne Kıbrıs Türk Toplumuna, ne de Türkiye'ye bir faydası yoktur...
Baksanıza, yukarıda ele aldığım 2010- 2013 arasında "Evet, Efendimci" tavırlarla hareket eden bir hükümet modeline verilen destek çok açıktır.
Peki, o "Evet,Efendimci" tavırlar kime ne fayda getirdi?
Dünü bir yere bıraktım, o yakın geçmişte yaşanan olaylar daha unutulmadı. Üstelik faydadan çok zarar verdi Türkiye ile Kıbrıs Türk Toplumunun ilişkilerine.
O gün o tavrı kutsanan bu ülkenin bir kısım siyasilerinin ise bugün yerinde yeller esiyor. Bu işler böyle gitmez.

Önceki ileti     
     Yeni ileti
     Blog ana sayfası

Duvar

Yorum yok
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız