tr

Blog sahibi: yonetici

Ersin Tatar ve Serhat İncirli....

Son zamanlarda ya dar siyasi rekabet veya kısır ideolojik çıkarlar için yapılan tartışma değil ama siyasi laf aytışmalarına bir konu daha girdi.

Bu ise, Kalan T ‘de program yapan Sayın Serhat İncirli'nin niye UBP Genel Başkanı Sayın Ersin Tatar'ın sahibi olduğu o tv'de program yaptığı ile ilgili laf sokuşturmalarıdır.

Sayın Ersin Tatar, siyaseten kendisi ile farklı söylemleri olan Sayın Serhat İncirli'nin Kanal T’de program yapmasına dönük laf sokuşturmalarını; “ üstüme bu konuda gelmeyin, oranın işletmesini eşime devrettim” diye karşılamaya çalışıyor. Bu beni daha da üzüyor.

Ancak, üzülerek görüyorum ki basın özgürlüğüne duyarlı pek çok demokrat insanda, ortaya atılan bu topun peşinden koşarak, olayı dar siyasi çıkar aracı haline döndürmeye başladı.

Hele Sayın Tatar'ın Kıbrıs sorunu ile ilgili katılmadığım görüşlerini bir Genel Başkan olarak ifade etmesi ile bu arttı." Vay böyle den ama işte böyle diyenler Kanal T 'de".Ne acıdır ki bunu ifade edenler her iki cenahta da var. 

Bu nedenle konuyu  ellemek gerekir. Çünkü, Sayın  Serhat üzerinden Sayın Ersin'e vurmak veya Sayın Ersin üzerinden Sayın Serhat'a  vurmak esas olarak çok sesli basın özgürlüğüne vurmak demektir,

Sayın Ersin Tatar’a söylenmek istenen şudur, “ Ya durdur bunu, yada terbiye et, kontrollü konuşsun”

Sayın Serhat İncirliye ise söylenmek istenen şudur, “ Ya dilini tutan ve kontrol altına giren, yada peşini bırakmayacağız ve seni oradan kovdurtacağız”.

İnsani ilişki bir yana, her iki kişi ile de ciddi politik ve düşünsel farklarım var. Tüm politik yaşamım boyunca her ikisinden de yüreğimi delen ve geçen sözlerin ve yaklaşımların muhatabı oldum. 

Ancak, ne kadar kendimce doğru kabul etmediğim yaklaşımların muhatabı olsam dahi, bu iki kişinin  Kıbrıs sorunu konusundaki farklı yaklaşımları nedeni ile  dövülmelerini kabul edemem.

Çünkü bu basın özgürlüğü ve çok sesli demokrasiye inancımla bağdaşmaz. 

Bu nedenle özellikle demokrat ve basın özgürlüğüne saygılı olduğunu ifade edenlerin, siyaseten Sayın Ersin Tatar’a  veya Sayın Serhat İncirli'nin görüşlerine karşıtlıkları veya dün yaşadıkları çelişkiler nedeni ile basın özgürlüğünü ve çok sesliliği darbeleyecek bu demagojik topu, tepmemeleri  gerekir.

Eğer Sayın Tatar bu işte yenilirse, Sayın İncirli’de bu olay nedeni ile” gavro gibi yan yan giderse” onlar kaybetmeyecek. Basın özgürlüğü ve çok seslilik kaybedecektir.

Varsın bana, benim gibi olanlara eleştiri adına kimi zaman aşağılama yapsınlar, varsın farklı görüşlerimizi ifade edelim. Ancak  görüşleri üzerinden kimsenin yere vurulmasına yol açmayalım.

Bu yüzden en masum görüntü içinde bile olsa, Sayın Tatar'ın üzerine Sayın Serhat İncirli ile veya Sayın İncirli’nin üzerine Sayın Tatar üzerinden gitmek, demokratik değerleri pas pas etmektir.

Farklılıkların, demokratik saygı ve demokratik birlik temelinde yan yana var  olma değer ve önemini bilerek, siyasi ve ideolojik kısırlıklar veya yaşanan kimi çekişmeler üzerinden “oh olsun’ fırsatçılığı ile bu işe dönük vur abalıya gitmek demokrasi dalına bıçkıyı kendi elimizle sürtmek demektir.

Demokratik hukuk devleti ve çok sesli basın olgusunu, gerekçe ve öfke ne isterse olsun yaralamayalım. Bu iş üstünden Sayın Tatar’a ve Sayın İncirliye indirmek, demokrasi ve çok sesli basın özgürlüğüne kurşun sıkmaktır.