tr

Blog sahibi: yonetici

CENEVRE ZİRVESİ SONRASI," Ya Demokrasi, Ya Faşizan Eğilimler"...
Kıbrıs sorunun çözümü sürecinde Cenevre zirvesi için kritik eşik ifadesi kullanılmaktadır.
Evet, Cenevre Zirvesi çok önemlidir. Ama yıllardır süren Kıbrıs sorunundaki çözümsüzlüğün artık bıkkınlık verdiği de açıktır.
Bu yüzden Cenevre Zirvesi önemlidir.
Fakat bu öneme bağlı olarak bunu , gerek Kuzeyde, gerekse de Güneyde son basamak diye göstermek de çok yanlıştır.
Çünkü bu SON ifadesini, her iki tarafın Federal Çözüm karşıtları, yani ayrılıkcılık ile hakimiyetçiliğe yol açmak niyeti olan gerici güçleri de büyük bir hevesle kullanmaktadırlar.
Evet, Cenevre'de gelişebilecek başarısızlık, Federal Çözüm arayışını zedeler. Federal çözüm gibi doğru ve önemli alternatifi yaralar.
Böyle bir durum ana dili ister Türkçe, ister Yunanca olsun Federal çözümü destekleyen barış güçlerinin konumunu en geniş kitlelerin önünde yaralar. Kuzeyde ayrılıkcılara, Güneyde de hakimiyetçilere alan açılır.
Ancak burada bir nokta daha vardır.
Eğer Cenevre'de bir başarısızlık olursa yara alacak olan yalnızca Federal Çözüm tezi olmayacaktır.
Ayni zamanda demokrasi, hukuk düzeni, ekonomik gelişme ve insan hakları da ciddi yara alacaktır.
Çünkü karşılıklı olarak gelişecek olan milliyetçilik içinden çıkacak olan faşizan eğilimler olacaktır.
Zira Kıbrıs'ta milliyetçi yaklaşımlar nedeni ile çıkan toplumlararası sorun ve çatışmalara bağlı olarak, iki toplumun içinde gelişen siyasi düzen, anti-demokratik faşizan uygulamalar olmuştur.
Dün, Kıbrıs sorununda toplumlararası çatışmalar içinde Kuzeyde BEY faşizmi oluşurken, Güneyde de EOKA B'ye kadar ulaşan faşizan yaklaşımlar boy vermişti.
Günümüzde yine Kıbrıs sorununda çözüm sürecinde ortaya çıkan sıkıntılar nedeni ile Güneyde ELAM'cıların hortladı.
Kuzeyde ise anti- demokratik ve faşizan hareketlerin alan genişlemesi çalışmasının artırmalarını da yeniden yaşıyoruz.
Yani Cenevre'de oluşacak başarısızlıkla yalnızca Federal Kıbrıs'a dayalı çözüm tezi yarar almayacaktır.
Ayni zamanda Kıbrıs'ın her iki tarafında gelişecek olan bir olguda demokrasi, hukuk düzeni ve insan haklarına aykırı uygulama ve eğilimler olacaktır.
Kısacası Kıbrıs'ta barış ve çözüm için Federal çözüm tezi temelinde toplumlararası sorunu aşmak için barış mücadelesi veren her iki toplumun içindeki sol, liberal ve demokratik güçlerin, bu barış hedefine paralel sürdürdüğü, faşizan uygulamaları geriletmek ve demokrasi, insan haklarına dayalı bir hukuk düzeni geliştirme mücadelesiyle belli bir konağa taşınmış olan demokrasi genişlemesi de daraltılmaya çalışılacaktır.
Bu yüzden Cenevre Zirvesi yalnız Federal Çözüm için değil, ama ayni zamanda demokratik, ekonomik kazanımların korunması ve genişletilmesi içinde önemli bir kavşaktır.
Ekonomik ve demokratik gelişmenin günümüzdeki kazanımları üzerinde yaşarken; bu değerlerin adamızda genişlemesinin tarihsel sürecinin, Kıbrıs sorunun çözümü için kararlılıkla sürdürülen barış mücadelesi ile paralel geliştiğini unutmak; Federal çözüm tezinin yaralanması ile bu değerlerinde büyük tehlike altına gireceğini göz ardı etmeyi getirir.
Dolayısı ile Cenevre Zirvesindeki olumluluk, ayni zamanda Kıbrıs Adası'nın iki yakasında da demokrasi ve ekonomik gelişmenin önünün açılması demektir.
Başarısızlık ise yine Kıbrıs Adası'nın her iki yakasında da anti- demokratik gelişmeler ile faşizan niyetlere kapı açmak ve ekonomik gerileme ile sosyal adaletsizliğin daha da açılması sonucuna kapı açmak demektir.
Bu yüzden sol, liberal, demokrat tüm Kıbrıslılar, Federal çözüm olgusunun yalnız barış için değil, ama adamızda demokrasi, ekonomik gelişme ve insan hakları ile sosyal adalet olgusunun daha da ilerlemesi ile doğrudan bağı olduğunu unutmamalıdır..
Açık yazayım. Cenevre zirvesinin başarısızlığı, Kuzeyde Kıbrıs Türk Toplumunun anti- demokratik süreçlere sürükleyecek ve bugün sıkıntılı olan toplumsal varlık konumunu daha da tehlikeli bir noktaya taşıyacaktır..
Böyle bir durumda Güney içinde, ELAM'a ve onun düşüncesine dönük kapı daha da açılacak ve buradan anti- demokratik, adaletsiz faşizan fenalıklar geçecektir.