Kıbrıs soruna dönük çözüm bulmak için iki tarafın gerçekleştirdiği
görüşmelerde sıkıntı yaşandığı açıktır.Bu sıkıntının ne olduğu geçen gün
her iki tarafın görüşmecilerinin yaptığı açıklamalardan sonra net
olarak ortaya çıktı.
Şimdi önce iki tarafın görüşmecilerinin geçen gün yaptığı açıklamalardan
konu ile ilgili farklılığın özüne dair olan alıntıları yazıp sonra
değerlendirme yapmak gerekir.
Sayın Özersay yaptığı açıklamada şunu ifade etti.
"Çünkü biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, eğer kaldığımız yerden devam e
dersek,eğer yakınlaşma kağıtlarını sorgulamaz ve ileriye bakarsak, ortak
açıklamada da yer aldığı gibi, üzerinde uzlaşmaya varılmamış konular
üzerinde odaklanırsak, o zaman çok erken zamanda çözüme
gideriz...(görüşmelerde çözüm yönünde gelişme olmaması nedeni olarak
FSS) şuan itibarı ile yakınlaşma kağıtlarından kayma olmasıdır.Kıbrıs
Rum tarafı yakınlaşma kağıtlarına bağlı kalmıyor.Belli bazı konularda
bize gelip bu yakınlaşma kağıtlarını yeniden ele almak istediklerini
söylüyorlar" dedi.
Marvroyannis:
Sayın Özersayın bu tesbitine bağlı olarak açıklama yapan Sayın Mavroyannis ise bu sıkıntı ile ilgili olarak şunları ifade etti.
"Sayın Özersaya cevaben "Kıbrıs Rum tarafının 'güya' BM'nin Yakınlaşma
Belgesini yeniden müzakere etmek istendiğinden söz edildiğini.( ama ona
göre FSS) BM Yakınlaşma Belgesinin müzakere masasında olmadığını...
bunun BM Genel Sekreteri'nin eski özel Danışmanı Sayın Alexander Downer
tarafından da dile getirildiğini, bu nedenle belgenin müzakeresi veya
yeniden müzakeresinin söz konus olmadığını" ifade etti.
Fark
Yani iki taraf arasında müzakerelerin emresine dair esas farklı bakış
burada ortaya çıkmaktadır. KT tarafı iki taraf arasında yani Talat
Hristofyas
ve Eroğlu Hristofyas arasında süren görüşmelerde oluşan yakınlaşma
konularının temel alınıp uzlaşılmayan konuların ele alınmasını istiyor.
KR tarafı ise yakınlaşma konularının temel alınmasına karşı .Hatta
oralarda varılan yakınlaşmaların bazılarını dahi yeniden ele almak
istiyor. Nitekim daha ilk görüşmelerde yakınlaşmalara karşın yönetin ve
güç paylaşımında Federal Yürütme ile ilgili olarak Pazarlığı en dipten
başlatmak adına 1960 Kıbrıs Cumhuriyetindeki siyasi eşitlikten daha geri
öneri sundu.
İşte fark budur. Şimdi değerlendirmeye girmek gerekir.
Bence Sayın Özersayın yakınlaşma kağıtlarının temel alınması görüşü
doğru ve yerinde bir görüştür.Bu eleştiri haklıdır.Bunu 2013' ten beri
çeşitli konuşma yazı ve çalışmalarda hep dile getirdik.Evet bu eleştiri
doğrudur ama işin bir başka yanı daha vardır.
Bir kere bu konuda Mavroyannis in ifade ettiği hususlarda bir temele
dayanmaktadır.Çünkü yakınlaşma belgelerinin masaya gelmesi
sağlanamamıştır. yanlışlık buradadır.
Özellikle bu yakınlaşma kağıtlarının es geçilmesine dönük Sayın
Anastasiadis 'i Güney Kıbrıs' ta ciddi eleştiren Sayın Dimitris
Hristofyas'ın bu eleştirilerine karşın Malesef CB konuya özel önem
vermemiştir.
Sayın Anastasiadis'in seçilmesi ile başlayan süreçte bu yakınlaşma
belgelerini şeytanlaştırmaya, yok saymaya dönük kampanyalar başladığında
KT bunu yalnızca izledi. Hele Sayın Downer'in bunları 77 sayfalık bir
belge ile açığa çıkartmasına karşın KT bunun yeni sürecin esaslı bir
unsuru olarak ele alınması girişimini yeterince yapmadı.
Buna karşın özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu Ortak Belge
görüşmelerinde ağırlığı bu temel yerine iç siyasetine indeksli tek
egemenlik tek vatandaşlık gibi konulardaki kavramlara dönük kelime
oyunlarına ve gereksiz tartışmalar gömüldü.
Halbuki tek egemenlik veu buenzeri husularda da o yakınlaşma kağıtlarında temeller vardı.
İşte bu nedenle şimdi gösterilen bu yanlışlık nedeni ile görüşmelerde
boşluk doğdu.Sayın Mavroyannis de bu boşluğa dayanarak şimdi hem
yakınlaşma kağıtlarını yok sayıyor hemde zaman oynamak için pazarlığı en
dipten sil baştan yapmaya çalışıyor.
Sayın Özersay söz konus açıklamasında Sayın Anastasiadis'in
eleştiriyor.Eleştirsinde haklılık var.Seçimlere dönük olarak yakınlaşma
kağıtları ile ilgili olumsuz davranışının esiri olduğu eleştirisini
yapıyor.Bunda haklıdır.
Ama Ortak Belge arayışı sürecinde tek egemenliği mesele haline getiren
sonra da bunu kabul eden Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlunun bu davranışını
eleştrdidiğimizde de CB Eroğluna da seçimlerde söz konular hakkında
mızrlık yapmasını makul bulmamız gerektiğine dair de görüşler ifade
ettiğini ben unutmadım.
Şimdi işte oluşan bu boşluk sıkıntıya yol açmaktadır.GK bu boşluktan
zaman oynamaya çalışmaktadır.Şimdi her yönden girişim yapıp polemik
dalaşmalarına girmeden bu yakınlaşma kağıtlarını konunun tarafı haline
nasıl geleceğini ele almak gerekir.
Sayın Özersay KR tarafının 2014 te Türkiye de yapılacak ve 2015 te de
KKTC deyapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçillerine kadar bu işi
uyarlaman amacında olduğunu söylemiştir.
Bu tesbiti özellikle yakınlaşma kağıtlarının yeni sürecin temeli
yapılmasına dair görüşler çerçevesinde yaptığım eleştirilerde işlemiş ve
Güneyin niyetinin 2015 e kadar zaman kazanmak olduğunu dile
getirmiştim.
Şimdi Sayın Özersay da buna işaret ediyor. Ama iç ve dışl siyasetin
birbirini etkiledi gerçeği de unutulmamalıdır. eğer Cumhurbaşkanı Eroğlu
UBP DPUG Kuzey Kıbrıs ta her şeyi yerel seçimler dahil iki partinin
birleştirilmesini ve yeni hürmet kurmayı 2015 CB seçimlerine indeksli
yaptıklarını alenen duyurularda başkalarının bu kaşımasını veya
kullanmasını kendi elleri ile sağlamış olurlar. bu yüzden Sayın
Özersayın bu tesbitinin damadımı nokta Silahtarın ve destekçisi UBP ve
DPUG nin olduğunu da unutmamamızı gerekir.
Bu açıklamalarla iki taraf arasında sürecin özüne dönük yaklaşım farkı
ortaya çıkmıştır. şimdi BM AB ve diğer dış dinamikler üzerinde çalışıp
bunu çatışma noktasına döndürmeden yakınlaşma kağıtlarını meselenin
içine nasıl koyacağını sağlama zamanı olması gerekir.
Ha eğer Güneyin niyeti 2015' kadar görüşme süreçlerinde bir gelişme
sağlamayı şimdiden Kuzeyde her şeyi 2015 CB seçimlerine indeksleyen
mantığa dayalı sağ anlayışa "bakın hiç bir şey olmadı o zaman da artık
Fedral çözümden vaz geçmek gerkir niyeti ile söz konusu o seçimlerde
gelecek için Eroğluna avantaj sağlamazsa bu konuda daha çok
yaşayacaklarımız olacaktır. çünkü Güneyin egemenleri çok iyi
yaşadılar.AB ye çözüm olmadan girmelerini dahi bu anlayışların bağnaz ve
çözüm karşıtık tavırlarına borçlu olduklarını bilmektedirler. Bu
temelde yani Federal çözümden kurtulmak için aradıkları budur.
Eğer Kuzeyde olanlar bakın işte gördünüz bir şey çıkmadı sonucuna varın
da Federal çözümden kurtulacakları ve bildikleri ayrılıkcılığı
evliyasını çağıracaklarına inandıkları koşulların geleceğini zan
ediyorlarsa o zamanda bilsinler ki evliya yerine gulyabaninin çıkması
daha kuvvetli olasılıktır.
Duvar