tr

Çavuşoğlu Anastasiadis Ferdi S. Soyer ...

Çavuşoğlu Anastasiadis. Zor günler yaşıyoruz. Ama bu zor zamanda belli bir niyet temelinde, Kıbrıs Türk Toplumunun varlığı ve kimliği üzerinden yapılan tartışmalarda gündemimize taşınıyor. Bunu yapan siyasi odaklardan biri Sayın Anastasiadis'tir. O, Federal Çözüme karşıtlığını, “Siyasî Eşitlik ve Etkin Katılım” ilkesi üzerinden yapmaktadır. Bunu da üniter devlet savunuculuğu yerine, Kıbrıs Türk Toplumunun varlığı ve kimliği üzerinden yapmaktadır. Federal Çözüme ve bu ilkelere karşıtlığını; “ eğer Federal Kıbrıs çözümünde siyasi eşitlik ve etkin katılım olursa; Kıbrıslı Türkler, Türkiye’nin sesi ve eli olurlar, devlet işlevselliğini yitirir" diyerek yapmaktadır. Yani Kıbrıs Türk Toplumunun kimliksiz , iradesiz ve özgünlüğü olmayan bir toplum olduğu anlayışını, kendi toplumuna vermeye çalışmaktadır. Bu söyleminin Güneyde bir yer ettiğini de Federal Çözümü destekleyen Kıbrıs Rum barış güçlerinin açıklamalarında görmekteyiz. Çünkü AKEL ve diğer barışçı aydınlar, güçler, açıklama ve yazılarında dünden daha fazla olarak Kıbrıs Türk Toplumu içinde cesur ve barışçı güçler ve insanlar olduğunu vurgulamaya başladılar. Çünkü Federal bir ortaklık olacaksa, o zaman da partneriniz olacak olan eğer Sayın Anastasiadis'in dediği gibi ise bunu neden isteyesiniz ki. Çok ilginçtir ki Sayın Anastasiadis'in bu son derece aşağılayıcı, küçümseyici tanımlamasına; Kuzeyde yaşayan ve ana dili Türkçe olan milliyetçilerden tek bir karşı ses gelmedi. Çünkü onlar bu söylemin Federal Kıbrıs zeminini Rum Toplumu içinde erozyona uğratmak amacı taşıdığını çok iyi anlıyorlar. Bundan ötürü bu aşağılamayı süt dökmüş kedi gibi sinerek karşılıyorlar. Ama olayın diğer yüzünde ise Kıbrıs Türk Toplumunu Türkçe olarak kişiliksiz gösterme çabası da var. Sayın Çavuşoğlu’nun son söylemi buna yeni örnektir. Sayın Çavuşoğlu, Kıbrıslı Türk kimi sendikacı ve siyasilerin, Kıbrıslı Rumları; Türkiye’den daha fazla sevdiği veya tercih ettiğini söyledi. Peki bu söylemi duyan Türkiye’deki sıradan bir insan, Federal Kıbrıs veya karşılıklı kabul edilebilir çözüm sözü duyduğunda, bunu savunanın Türkiye’yi sevmediği ve Rumcu olduğunu düşünmesi gelişmez mi? Yani hem Türkçe hem de Yunanca olarak Federal Kıbrıs Çözüm seçeneğini yaralanmanın yolu, Kıbrıs Türk Toplumunun varlığını değersizleştirmek üzerine bina ediliyor. Bir taraf, Federal çözümde Türkiye’nin sesi ve eli olacaklar diyerek, siyasi eşitlik ve etkin katılım ilkesini, bu ilkel milliyetçilik üzerinden, kendi halkının gözünde şeytanlaştırarak Federal Çözümü darbelemek peşinde koşuyor. Diğer tarafta, Federal Çözümde Kıbrıslı Türkler Türkiye karşıtı ve Rum taraftarı olacaklar diyerek kendi halkının gözünde Federal Çözümü şeytanlaştırma çabası içine giriyor. Yani Türkçe ve Yunanca olarak Federal Çözümü darbelemek niyeti, Kıbrıs Türk Toplumunun özgünlüğü, iradesi ve kimliği yoktur vurgusu ile yapılmaya çalışılıyor. Ama herkes şunu iyice bilmelidir. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar kadar adalı ve yurtseverdir. Türkiye’yi Türkiye’de yaşayanlar kadar severler. Bununla kalmazlar; Yunanlıları, Arapları, Kürtleri, İsraillileri, Avrupalıları, Asyalıları Amerikalıları, Afrikalıları yani tüm insanları severler. Evet, sayıca küçüktürler ama yürekleri yurt sevgisi, barış, demokrasi ve insanı sevgisinin tümünü sığdıracak kadar büyüktür.  

Önceki ileti     
     Yeni ileti
     Blog ana sayfası

Duvar

Yorum yok
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız